Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Diyarbakır’da bulunan Dicle Kültür ve Sanat Derneği’nde 2024 Newrozu deklarasyonunu açıkladı.
Newroz Bayramı, bu yıl 57’si merkezi olmak üzere yüzlerce yerde kutlanacak. Newroz kutlamalarının startı, Mazlum Doğan’ın memleketi Elezîz’in Dep (Karakoçan) ilçesinde 15 Mart’ta verilecek. Kutlamalara dair Demokratik Toplum Kongresi (DTK) , Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad-TJA) Dicle Kültür ve Sanat Derneği’nde
2024 Newroz deklarasyonunu açıkladı.
Açıklamaya, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ve TJA aktivisti Dilan Güvenç katıldı. Açıklamanın yapıldığı alana “Newroz Piroz”, “Rabe dema azadî û serkeftinê ye” flamaları asıldı.
Deklarasyonu DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk okudu. Deklarasyon ardından TJA aktivisti Dilan Güvenç söz aldı.
GÜVENÇ: NEWROZ RUHU ÖZGÜRLÜK RUHUDUR
Newroz’un yeni yaşamın nişanı olduğunu söyleyen Güvenç, özellikle de Kürt halkının, Ortadoğu halklarının ve kadim Mezopotamya halklarının yeni yaşamını simgelediğini belirtti. Güvenç, “Bu yeni yaşam aynı zamanda zalim iktidarlara karşı direnişin de simgesidir. Bu bize gösteriyor ki bir yerde zulüm, yok sayma, soykırım, baskı, adaletsizlik varsa, buna karşı direniş ve mücadele olduğunu da gösteriyor. Bir yerde direniş ve mücadele varsa, orada Newroz’un ruhu da vardır. Ondan dolayı bu Newroz direniştir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Newroz’u kadına ve halklara yönelik baskıların olduğu bir süreçte karşılıyoruz. Özel savaş politikalarının yoğun olduğu, dilin asimilasyonuna yönelik her şeyin mubah görüldüğü bir süreçte karşılıyoruz. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecridin cezaevlerine yansıdığı bir süreçte karşılıyoruz” dedi.
Her yıl olduğu gibi bu yılda direnişle Newroz ateşini gürleştireceklerini dile getiren Güvenç, “Zekiye, Rahşan ve Sema’ların ateşiyle Newroz ateşini gürleştireceğiz. Başta kadınlar olmak üzere herkesi ‘Rabe, Dema Azadî û Serkeftinê ye’ ruhuyla alanlara çağırıyoruz. Bu ruhla biz bir olabilir, değerlerimizi koruyabilir, bu ruhla baskının, asimilasyonun önüne geçebiliriz. Newroz’un ruhu, kadının ve toplumun özgürlük ruhudur. Newroz yaşamdır” diye belirtti.
UÇAR: ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMALIYIZ
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kurmanci’nin Kirmançkî lehçesinde yaptığı konuşmada, Newroz’un mücadele olduğunu belirtti. Uçar, “Newroz, Kawa’nın elinde balyoz, Mazlum’un elinde alev, Rahşan Demirel ve Zekiye Alkan’da vicdan olarak bize kaldı. O dönemde Aleviler, Kürtler ve kadınlar üzerindeki zorbalık asla eksilmedi. Şimdi de eksik değil, dağlarımızda, ülkemizin, kimliğimizin, dilimizin kadınlarımızın, çocuklarımızın üzerindeki baskı hala çok fazla. Devlet çok iyi biliyor ki, Kürt sorunu toplumsal bir şekilde çözülmezse, hiçbir sorun çözülmez. Yaklaşık 25 yıldır İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan üzerinde kesintisiz bir tecrit vardır. Bu tecrit ülkeye ne fayda sağladı? Hiçbir fayda sağlamadı. Savaş, kadınların ölümü dışında bir şey getirmedi. Tecrit sonlanırsa özgürlük ve barışa ereceğiz. Mücadele edenler olarak bu tecridi ortadan kaldırmalı, kırmalıyız. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamalıyız. 8 Mart’ta dediğimiz gibi bu Newroz’da da ‘Kürt sorunun çözümü, Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne bağlıdır. Demokratik ülke, Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne bağlıdır’ diyerek mücadelemizi yükselteceğiz” diye belirtti.
HATİMOĞULLARI’NDAN KÜRT SORUNU ÇAĞRISI
Arapça Newroz’u kutlayan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Newroz Deklarasyonunu Kurdistan’ın kalbinden Amed’den bütün Ortadoğu’ya ve bütün dünyaya buradan deklare ettik. Kürt sorununun 40 yıldır bu ülkede devam eden ve özü itibariyle 100 yıllık bir mesele olan Kürt sorunun sadece Türkiye’de değil, 4 parça Kurdistan’da barışçıl demokratik yöntemlerle çözülmesi konusunda ısrarımızı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Israrımızı mücadelemizle daha da büyüteceğiz bir sonuç alana dek elbette bu mücadelemiz devam edecek. Yakın zamanda cezaevlerinde başlayan açlık grevleri yine aynı talepler çerçevesinde devam ediyor. Açlık grevlerindeki siyasi tutsaklar Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesi için ve Sayın Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin ortadan kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması için açlık grevleri devam ediyor. Dışarıda analar aynı amaçla hem bu eylemi desteklemek hem bu tarihsel mücadeleye katkı sağlamak üzere Adalet Nöbeti’ni sürdürüyorlar” şeklinde konuştu.
“Kürt sorunu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmelidir” çağrısında bulunan Hatimoğulları, şunları söyledi: “Kürt sorunu bir statü sorunudur. Statü sorunu 4 parça Kurdistan’ın her birinin kendi içinde kazanacağı statüyle çözüme kavuşur. Biz Türkiye’ye çağrımızı defaatle yaptık. Dedik ki eğer sizler bugün Filistin sorunun çözülmesi ve oradaki mazlum Filistin halkı üzerindeki baskının kalkması, zulmün bitmesini için çaba sarf ediyorsanız ve orada Filistin halkına yapılanı siz Rojava’da Êfrin’de Kürt halkına yaşatıyorsanız bu samimi değildir. Bugün Kürt sorununu çözmüş olan bir Türkiye ancak Ortadoğu’da barış talebinde bulunabilir. Rusya- Ukrayna savaşında barış çağrısı yaptığı zaman daha gerçekçi ve sahici olur. Buradan çağrımızı yineliyoruz. Gelin Kürt sorununu hep birlikte çözelim, gelin tecridi hep birlikte kaldıralım, gelin Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşmasını hep birlikte sağlayalım. Bugün yaşanan savaş ve çatışmalar, İHA’lara, SİHA’lara ayrılmış bütçe Türk kardeşlerimizin, Türk işçi emekçi kardeşlerimizin ekmeğini küçülterek yapılıyor. Oysa biz 72 milletten bir arada yaşamayı başaran bu coğrafyada, devletin çözümsüzlüğü dayatmasına karşı barışı tesis edersek, halkların, işçilerin, emekçilerin ezilenlerin sorunlarının çözümünde çok büyük bir adım atmış oluruz.”
(HABER MERKEZİ)